Son Dakika Haberleri
/
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Nevzat Birişik, tohumculuk sektörünün son 15-20 yılda yaklaşık 8-9 kat büyüdüğünü belirterek, "Türkiye'nin tohum ithalatı mecburiyeti yoktur. Tüm sınırlarımızı kapatsak dahi ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin tamamını içeride yetiştirebiliriz." dedi.
Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV), Özgencil Grup ve İzmir Ticaret Borsası iş birliğiyle bu yıl çevrim içi gerçekleştirilen 4. Ege Ekonomik Forum kapsamında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin açılış konuşmasını yaptığı "Tarım ve Gıda Sistemlerinin Yeniden Tasarlanması" paneli düzenlendi.
Panelde konuşan TAGEM Genel Müdürü Nevzat Birişik, gıda ve tarımın önemine değinerek Ege Ekonomik Forum'u düzenleyen paydaşlara teşekkür etti.
Birişik, ülkelerin gıdada kendine yeterliliği konusunun sıklıkla gündeme geldiğini, Türkiye'nin kendi kendine yeterli bir ülke olduğunu belirtti.
Bir kişinin günlük 1800-2600 kalori olan günlük tüketimi baz alındığında Türkiye'nin bitkisel ve hayvansal üretiminin bu miktarı karşılayabilecek imkân ve kabiliyette olduğuna işaret eden Birişik, "Ama konu eğer sanayinin ihtiyacını karşılamak, ihracat yapıp, bundan gelir elde etmekse hiçbir ülke kendi kendine yeterli değildir. Dolayısıyla bizim bu konuda yapmamız gereken en önemli husus, Türkiye'de mevcut doğal kaynaklar ve coğrafi imkanlarla en uygun hangi ürünü üretebiliriz ve bunu nasıl ticarete konu edebiliriz. Dolayısıyla sınırları kapatmamız, dünyaya kendimizi kapatmamızın imkânı yok. Fakat Türkiye bu haliyle bile tarımsal net ihracatçıdır. Tarım ve gıdayı üst üste koyduğumuzda Türkiye, toplamda miktar olarak da değer olarak da ürettiğinden daha fazlasını satan bir ülkedir." diye konuştu.
Türkiye'nin bitkisel üretimdeki en büyük sıkıntısının yağlı tohumlu bitkilerde olduğunun altını çizen Nevzat Birişik, bunun da bazı ürünlerin coğrafi olarak Türkiye'de üretilememesinden kaynaklandığını dile getirdi.
Geçmişte insanların çok farklı hayvanların etini tüketirken bugün özellikle kırmızı ette 1-2 hayvan türüne bağlı kalındığına işaret eden Birişik, örneğin Ege Bölgesi'nde neredeyse sadece sığır eti tüketildiğini, bu durumun da belli sıkıntılara neden olduğunu aktardı.
Ege'de koyunculuk üzerinde daha fazla durulması, ormanlık alanlardaki bitkisel örtüden yaralanarak yeni bir hayvancılık sistemine geçilmesini gerektiğini bildiren Birişik, "Bu anlamda, gıda sistemlerinde radikal değişikliklere ihtiyaç var." diye konuştu.
"İthalat Mecburiyetten Değil"
Türkiye genelinde 34 gen bankasında 320 bin genetik materyalin korunduğunu, sadece son bir yılda yaklaşık 1520 ata tohumunu muhafaza altına aldıklarını ifade eden Birişik, Türkiye'nin tohuma muhtaç olduğu yönündeki söylemlerin doğru olmadığına dikkat çekti.
Almanya'nın otomobil ithal etmeye mecbur olmadığını ancak bu ülkede farklı ülkelerde üretilen otomobillerin de bulunduğunu örnek veren Birişik, "Bu, Almanya'nın ithalata muhtaç olduğu anlamına gelmez. Türkiye'de de yabancı tohumların ticareti olmaktadır ama Türkiye'deki tohumculuk sektörü son 15-20 yılda yaklaşık 8-9 kat büyüdü.” dedi.
İthalatın ihracatı karşılama oranı ise 15 yılda yüzde 33'ten yüzde 88'e çıktığını vurgulayan Birişil, “Türkiye'nin tohum ithalatı mecburiyeti yoktur. Tüm sınırlarımızı kapatsak dahi ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin tamamını içeride yetiştirebiliriz. Ancak tüketici tercihi, ithalat pazarlarının tercihi ve yerkürede dağılmış olan farklı biyolojik servetlerden dolayı çeşit geliştirme rekabetinden kaynaklı olarak herkes birbirinden tohum alır ve satar. Dolayısıyla bizimki bir mecburiyetten değil tarım, ticaret ve teknolojimizi geliştirmekten kaynaklı yaptığımız bir şey." dedi.
"İhracata Odaklanmalıyız"
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de salgınla birlikte gıdanın ön plana çıktığını, dünya ve Türkiye'de ekilebilir tarım alanlarının ise giderek azaldığını söyledi.
Kestelli, "Dolayısıyla daha az toprak, su ve zor iklim koşullarıyla mücadele ederek daha çok ve daha verimli üretim yapmak zorundayız. Bunun yolu da akıllı tarım uygulamalarından, kamu, özel sektör ve üniversitelerin iş birliğinden geçiyor. Yeni dönem, tarım ve gıda sistemlerinin yeniden tasarlanmasını da zorunlu hale getiriyor. Ülkemiz için tarımda yeterlilik, artık stratejik öncelik olmalı. İthalatı bir çözüm olarak görmek yerine üretimi teşvik etmeye ve ihracata odaklanmalıyız." ifadelerini kullandı.
Programda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, İzmir Köy-Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer ve Pınar Et Genel Müdürü Tunç Tuncer de konuya ilişkin görüşlerini paylaştı.
0 Yorum